Mum güvesinin yaşam döngüsünü bilmeden başarılı arıcılık yapmak artık mümkün değil.
Mum artık günümüzde bir güveye emanet edilmeyecek kadar çok değerli.
O halde işi gücü bıraktık nedir bu mum güvesi diye bir hayli bilimsel doküman karıştırdık.
Özetlemeye çalıştıkça ne kadar bilmediğimiz unsurlar olduğunun farkına vardık…
Düşmanı tanıdıktan sonrası çok basit.
Haydi bakalım, sonunda ceviz yaprağı koydum, hiç güve olmadı diyebilecek miyiz?
Aslında pek fark etmesek bile biz arıcıları etkileyen 2 çeşit mum güvesi var.
Bunlardan bir tanesi ve bize büyük zararlar veren Büyük Mum Güvesi (Galleria Mellonella) ve diğeri daha küçük olan (Achroia Grisella) Küçük Mum Güvesidir.
Büyük Mum Güvesi 1758 yılında, Küçük Mum Güvesi 1794 yılında tanımlanmış.
İlk ben buldum, patladı gitti denmesin diye bu tarihleri de bilmek lazım.
Güvenin ergini yani kelebek görünümlü olanları, yaşamını gündüz şartlarında arazide çalılıklarda, kovan altlarında, kovan üst kapakları altında yani karanlıkta geçiriyor ve akşamüstü hareketlenerek, geceleri daha aktif halde bulunuyor.
Ergin güve kelebeklerinin dişi ve erkekleri doğumlarından sonraki ilk 24 saatten itibaren akşam saatlerinde çiftleşiyorlar.
Yumurtalarını bırakmak üzere akşam saatlerinde uçuşmalara başlıyor ve özellikle zayıf kovanlara giriyorlar. Çiftleşmeden 1-2 gün sonra yumurtlamaya başlayan dişiler, yumurtalarını 20 ile 100 yumurtalık diziler halinde kovan içindeki çatlaklara, arıların ulaşamadığı boşluklara, petek çerçeveleri ile kovan duvarı arasına ve peteklere bırakıyorlar.
Dişi kelebekler 14 günlük ortalama yaşamları esnasında maksimum 1800 kadar yumurta yumurtlayabilirken, yumurta ortalamaları 280 civarındadır. Erkek kelebeklerin ömürleri ise 22 gün civarındadır.
Yumurtlamalar akşamüstü ve gece şartlarında gerçekleştiğinden biz arıcıların kelebeklerin yumurtlamasını gözlemlemeleri normalde mümkün değildir.
Yumurtalar 0,4-0,6 mm. büyüklüğündedir. Çıplak gözle görülmeleri zordur.
Kuluçka Süreci
Yumurtaların kuluçka süresi tüm canlılarda olduğu gibi sıcaklık ile doğrudan ilgilidir.
Yumurtaların kuluçka süresi 24-27° C’de 5-8 gün, daha düşük 10-15° C’de ise 35 gün devam etmektedir.
10° C altında ise embriyo gelişimi durmaktadır.
Uygun ortamda oluşan ve yumurtadan çıkan kurtçuklar çok aktif olup; peteklere hücum ederler ve ağızlarından salgıladıkları ipek tellerle ağ örerek bir tünel boyunca peteğin gözlerinde ilerlerler. Bu gelişimleri sürecinde 8 defa gömlek değiştirirler.
Sıcaklık ve besin durumuna göre yumurtadan çıkan kurtçuklar krizalit hale gelene kadar 28 gün ile 4 ay arasında sürelerde beslenirler ve büyürler. Bu süre ortalama 30 gün olarak gözlemlenmektedir.
Büyük Mum Güvesi kurtçuklarının beslenip büyüyebilmesi için kesinlikle proteine ve azot içerikli gıdalara ihtiyacı var.
Beslenmek için poleni, arı kurtçuklarını, arıların doğum sonrası bıraktığı gömlekleri ve dışkıları tüketir. Sadece balmumu tüketen kurtçuklar olsa da, bu şekilde beslenen kurtçuklar gelişimlerini tamamlayamazlar. Kurtçuğun gelişmesi için en uygun sıcaklık 30-35 °C olup, 4-5 °C arasında beslenme ve gelişme olmaz ve uyku halinde bekler.
Kurtçuklar 20-28 mm. boyundadır.
Kurtçuğun varlığını petek üzerinde ilerlerken bıraktıkları ipeksi yapıdan ve bıraktıkları küçük siyah renkli dışkılarından tespit edebiliriz.
Kurtçuk gelişiminin ardından son olarak bir koza örer. Koza 12-20 mm. uzunluğunda ve 5-7 mm. çapındadır.
Koza süresi ısıya göre 8-62 gün arasında değişebilir. Koza süresi de ortalama 14 gün olarak gözlemlenmektedir.
Kozadan çıkan ergin kelebekler çoğalma içgüdülerine uygun olarak döngüye devam ederler.
Büyük mum güveleri kış aylarını yumurta olarak, kurtçuk olarak ya da kozada geçirebilirler. Ergin mum güvesi kelebeklerinin kışlamaları zordur.
Peteklerdeki en büyük zararı kurtçuk aşamasında yaparlar.
Kovanlarda kolonileri terk ettirecek kadar faaliyette bulunabilirler ve geride kalan petekleri kullanılamaz hale getirirler.
Kovan dışında ise hasat edilmiş petekli ballarda eğer polenli gözler var ise ve süzülerek hasat edilmiş polenli ve esmer peteklerde büyük hasarlar verirler.
Sıcak sayılabilecek bir kuşakta bulunan ülkemizde büyük mum güvesinin verdiği hasarlar kabartılmış peteklerin değeri hesap edildiğinde, milli servetimizin gereksiz yere sarf edilmesine de yol açar.
Arılar, eğer güçlü kolonide iseler ve mum güvesinin yumurtalarına-kurtçuklarına ulaşabiliyorlarsa imha edebilmektedirler. Yine güçlü arılar güve kelebeklerini, yumurtlama faaliyeti için kovana girişlerine müsaade etmezler.
Mum artık günümüzde bir güveye emanet edilmeyecek kadar çok değerli.
O halde işi gücü bıraktık nedir bu mum güvesi diye bir hayli bilimsel doküman karıştırdık.
Özetlemeye çalıştıkça ne kadar bilmediğimiz unsurlar olduğunun farkına vardık…
Düşmanı tanıdıktan sonrası çok basit.
Haydi bakalım, sonunda ceviz yaprağı koydum, hiç güve olmadı diyebilecek miyiz?
Aslında pek fark etmesek bile biz arıcıları etkileyen 2 çeşit mum güvesi var.
Bunlardan bir tanesi ve bize büyük zararlar veren Büyük Mum Güvesi (Galleria Mellonella) ve diğeri daha küçük olan (Achroia Grisella) Küçük Mum Güvesidir.
Büyük Mum Güvesi 1758 yılında, Küçük Mum Güvesi 1794 yılında tanımlanmış.
İlk ben buldum, patladı gitti denmesin diye bu tarihleri de bilmek lazım.
Güvenin ergini yani kelebek görünümlü olanları, yaşamını gündüz şartlarında arazide çalılıklarda, kovan altlarında, kovan üst kapakları altında yani karanlıkta geçiriyor ve akşamüstü hareketlenerek, geceleri daha aktif halde bulunuyor.
Ergin güve kelebeklerinin dişi ve erkekleri doğumlarından sonraki ilk 24 saatten itibaren akşam saatlerinde çiftleşiyorlar.
Yumurtalarını bırakmak üzere akşam saatlerinde uçuşmalara başlıyor ve özellikle zayıf kovanlara giriyorlar. Çiftleşmeden 1-2 gün sonra yumurtlamaya başlayan dişiler, yumurtalarını 20 ile 100 yumurtalık diziler halinde kovan içindeki çatlaklara, arıların ulaşamadığı boşluklara, petek çerçeveleri ile kovan duvarı arasına ve peteklere bırakıyorlar.
Dişi kelebekler 14 günlük ortalama yaşamları esnasında maksimum 1800 kadar yumurta yumurtlayabilirken, yumurta ortalamaları 280 civarındadır. Erkek kelebeklerin ömürleri ise 22 gün civarındadır.
Yumurtlamalar akşamüstü ve gece şartlarında gerçekleştiğinden biz arıcıların kelebeklerin yumurtlamasını gözlemlemeleri normalde mümkün değildir.
Yumurtalar 0,4-0,6 mm. büyüklüğündedir. Çıplak gözle görülmeleri zordur.
Kuluçka Süreci
Yumurtaların kuluçka süresi tüm canlılarda olduğu gibi sıcaklık ile doğrudan ilgilidir.
Yumurtaların kuluçka süresi 24-27° C’de 5-8 gün, daha düşük 10-15° C’de ise 35 gün devam etmektedir.
10° C altında ise embriyo gelişimi durmaktadır.
Uygun ortamda oluşan ve yumurtadan çıkan kurtçuklar çok aktif olup; peteklere hücum ederler ve ağızlarından salgıladıkları ipek tellerle ağ örerek bir tünel boyunca peteğin gözlerinde ilerlerler. Bu gelişimleri sürecinde 8 defa gömlek değiştirirler.
Sıcaklık ve besin durumuna göre yumurtadan çıkan kurtçuklar krizalit hale gelene kadar 28 gün ile 4 ay arasında sürelerde beslenirler ve büyürler. Bu süre ortalama 30 gün olarak gözlemlenmektedir.
Büyük Mum Güvesi kurtçuklarının beslenip büyüyebilmesi için kesinlikle proteine ve azot içerikli gıdalara ihtiyacı var.
Beslenmek için poleni, arı kurtçuklarını, arıların doğum sonrası bıraktığı gömlekleri ve dışkıları tüketir. Sadece balmumu tüketen kurtçuklar olsa da, bu şekilde beslenen kurtçuklar gelişimlerini tamamlayamazlar. Kurtçuğun gelişmesi için en uygun sıcaklık 30-35 °C olup, 4-5 °C arasında beslenme ve gelişme olmaz ve uyku halinde bekler.
Kurtçuklar 20-28 mm. boyundadır.
Kurtçuğun varlığını petek üzerinde ilerlerken bıraktıkları ipeksi yapıdan ve bıraktıkları küçük siyah renkli dışkılarından tespit edebiliriz.
Kurtçuk gelişiminin ardından son olarak bir koza örer. Koza 12-20 mm. uzunluğunda ve 5-7 mm. çapındadır.
Koza süresi ısıya göre 8-62 gün arasında değişebilir. Koza süresi de ortalama 14 gün olarak gözlemlenmektedir.
Kozadan çıkan ergin kelebekler çoğalma içgüdülerine uygun olarak döngüye devam ederler.
Büyük mum güveleri kış aylarını yumurta olarak, kurtçuk olarak ya da kozada geçirebilirler. Ergin mum güvesi kelebeklerinin kışlamaları zordur.
Peteklerdeki en büyük zararı kurtçuk aşamasında yaparlar.
Kovanlarda kolonileri terk ettirecek kadar faaliyette bulunabilirler ve geride kalan petekleri kullanılamaz hale getirirler.
Kovan dışında ise hasat edilmiş petekli ballarda eğer polenli gözler var ise ve süzülerek hasat edilmiş polenli ve esmer peteklerde büyük hasarlar verirler.
Sıcak sayılabilecek bir kuşakta bulunan ülkemizde büyük mum güvesinin verdiği hasarlar kabartılmış peteklerin değeri hesap edildiğinde, milli servetimizin gereksiz yere sarf edilmesine de yol açar.
Arılar, eğer güçlü kolonide iseler ve mum güvesinin yumurtalarına-kurtçuklarına ulaşabiliyorlarsa imha edebilmektedirler. Yine güçlü arılar güve kelebeklerini, yumurtlama faaliyeti için kovana girişlerine müsaade etmezler.